Balıkçılık

Marmara Adaları’nda Balıkçılık Geleneği: Kolyoz Avcılığından Modern Balıkçılığa

Marmara Adaları, zengin deniz ekosistemi ve stratejik konumu sayesinde yüzyıllardır Türkiye’nin önemli balıkçılık merkezlerinden biri olmuştur. 1800’lerden 1900’lü yılların sonuna kadar adalar, özellikle kolyoz balığı avcılığı ve tuzlu balık üretim potansiyeli ile ön plana çıkmıştır.

Tarihsel Gelişim ve Cumhuriyet Dönemi Balıkçılığı

1922 yılında adalara yerleştirilen halk, denizle hızla bağ kurmuş ve köy ekonomilerini balıkçılık üzerine inşa etmiştir. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte ülke genelinde üretim ekonomisine verilen önemden Marmara Adası da nasibini almış, 1929 yılında Gelibolu’dan sonra ikinci konserve fabrikası Marmara kasabasında kurulmuştur.

1950’li yıllar, ada balıkçılığı için bir dönüm noktası olmuştur. Geleneksel kürekli ‘Kancabaş’ sandalları yerini teknolojik olarak daha gelişmiş teknelere bırakmış, 1960-70’li yıllarda yapılan yatırımlar ada halkının refah düzeyini önemli ölçüde artırmıştır.

Konservecilik ve Tuzlu Balık Endüstrisi

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Ticaret

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde Yunanlı tüccarlar, tek ve çift direkli yük tekneleriyle Marmara’ya gelerek tonlarca balık satın alıyorlardı. Bu yoğun ticaret 1920’lerin başından 1950’lerin ortalarına kadar sürmüştür.

Geleneksel Kolyoz Avcılığı

Haziran, temmuz ve ağustos ayları kolyoz mevsimi olarak bilinirdi. Ada düğünleri bile bu mevsimin bitiminde yapılırdı. Ay olmayan karanlık gecelerde başlayan avlarda çıralar yakılarak balıklar toplanır, 5-7 çifte kürekli sandallarla ortalama 20 tayfayla sabaha kadar denizde kalınırdı. Tek ağ atışında tonlarca balık yakalanabiliyordu.

Tuzlu Balık Üretim Süreci

Avlanan kolyoz balıkları ‘çavel’ adı verilen büyük sepetlerle taşınır, 500 kiloluk ‘lanca’ adı verilen dev fıçılarda iri tuz parçalarıyla birlikte paçal yapılırdı. Yaklaşık bir hafta tuzda bekletilen balıklar yıkanarak başları kırılır, sonra 50-70 kiloluk tahta fıçılarda veya 10-12 kiloluk teneke kutularda salamura haline getirilirdi. Üç ay bekletilen balıklar daha sonra derisi soyularak zeytinyağıyla kutulanır, satışa hazır hale gelirdi.

Fabrikalaşma Dönemi

1933 yılında Tahsin Furtun tarafından kurulan ‘Ender Konserve’, Marmara Adası’nın ilk konserve fabrikası olmuştur. Zamanla büyüyerek Balkanlar’ın en büyük fabrikası konumuna gelen ‘Deniz Konserve’ fabrikasında adalı kadınlar vardiyalı çalışarak tonlarca balık işliyorlardı.

1954 yılında Et ve Balık Kurumu’nun devreye soktuğu Soğuk Hava Deposu ve fabrikayı 7 ortaklı hale getiren genişletme çalışmaları, ada ekonomisini canlandırmıştır. Fabrikada çalışan 250-300 kişi sigorta hakkı kazanmış ve emeklilik imkanına kavuşmuştur.

Modern Balıkçılık ve Çevre Sorunları

1970’li yıllardan itibaren güçlü motor ve teçhizatlarla donatılan balıkçı tekneleri, trol, gırgır ve algarna gibi modern avlanma yöntemlerini kullanmaya başlamıştır. Bu dönemde Marmara’da avlanan kılıç balığının büyük çoğunluğu ada halkı tarafından tutularak iç ve dış pazarlara sevk edilmiştir.

Ancak artan nüfus yoğunluğu, sanayi atıkları ve aşırı avlanma nedeniyle Marmara Denizi kirliliği artmış, birçok balık türü nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Buna rağmen Çanakkale ve İstanbul boğazlarından gelen dip ve yüzey akıntılarının taşıdığı besin kaynakları sayesinde balıkçılık, ada halkı için önemli geçim kaynaklarından biri olmaya devam etmektedir.

Balık Çeşitliliği ve Avcılık Türleri

Marmara Denizi, Karadeniz ve Ege Denizi iklim özelliklerini bünyesinde barındırdığından, mevsimlere göre göç eden balıkların doğal barınağı olmaktadır.

Göçmen Balık Türleri

  • Palamut
  • Lüfer
  • Kolyoz
  • Uskumru
  • Torik
  • Mezgit
  • Hamsi
  • Sardalya

Yerli Balık Türleri

  • Gümüş
  • Tekir
  • Dil balığı
  • Pisi
  • Kefal
  • Lapin
  • Kupez
  • Karagöz
  • Mercan
  • Barbunya
  • İskorpit
  • Alyanak
  • Kalkan

Ada koylarında mevsimine göre demarsal (taş balığı) avcılığı da yapılmaktadır. Balığın yanı sıra midye, tarak, karides, ıstakoz, pavurya ve salyangoz gibi kabuklu deniz canlıları da avlanmaktadır.

Sünger Avcılığı

Ekinlik Adası’nda 1960’lı yıllara kadar sünger dalışı yapılmış olup, günümüzde ada etrafında hâlâ sünger yatakları bulunmaktadır.

Günümüz Durumu

Çevresel sorunlar ve balık stoklarındaki azalma nedeniyle tuzlu balık ve konservecilik sektörü büyük darbe almıştır. Adalılar için ekmek kapısı olan mağazalar iş yapamaz hale gelmiş, birçoğu kapanmak zorunda kalmıştır. Günümüzde yok olmakta olan bu zanaatın son temsilcisi ‘ERAY’ markası, sınırlı sayıda da olsa üretimine devam etmektedir.

Marmara Adaları’nın balıkçılık geleneği, geçmişten günümüze taşınan değerli bir miras olarak varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Modern balıkçılık teknikleri ve çevre bilincinin artmasıyla bu geleneğin sürdürülebilir bir şekilde gelecek nesillere aktarılması hedeflenmektedir.